Hayat bazen yanımıza, bize görünmez zincirlerle bağlanan insanlar getirir. Bu zincirlerin bazıları şefkatten, bazıları ise bizi ağırlaşan karanlıklardan oluşur. İşte bu yazı, o karanlıkların içindeki kötü insanlarla yüzleşmemizi ve onlardan kurtulmamızı konu alıyor.
Girift Ruh Halleri ve Sessiz Tahribat
Kötü insanların bir çoğu, ilk bakışta öyle algılanmaz. Sizi yönlendirirler, sizi “düşünerek” davranırlar, ama içlerinde taşıdıkları şey empati değil; kontrol arzusudur. Manipülasyon, yalancılık, suçluluk duygusu yaratma, pasif-agresif davranışlar gibi tüm yöntemleri ustaca kullanırlar. Bize verdikleri zarar, gözle görülmez ama ruhumuzu törpüleyen bir sarsıntı gibidir.
Bu insanlar yorgunluğumuzun sebebi, özgüven eksikliğimizin tetikleyicisi olabilir. Kendimizi sürekli suçlu hissettiğimiz, ne yaparsak yapalım yeterli olmadığımız duygusuyla boğuştuğumuz bu ilişkiler, zamanla bütün benliğimizi kemirir. Duygusal vampirler gibi, sizi içten içe emerler. Kimi zaman en yakın arkadaş, kimi zaman sevgili, kimi zaman bir aile bireyi ya da iş arkadaşı olabilirler.
Ruhsal Düzlemde Etkileri
Kötü insanların hayatımıza etkisi sadece anlık değil, uzun vadeli bir yıpranma yaratır. Uyku düzenimizden, karar alma becerilerimize; sosyal çevremizden, kendilik algımıza kadar birçok alanda zarar verirler. Sürekli stres halinde yaşamak, kortizol hormonunun kronik olarak yüksek kalmasına, bu da bağışıklık sisteminden sindirim sistemine kadar pek çok bedensel problemi beraberinde getirir.
Psikolojik anlamda ise depresyon, kaygı bozuklukları, panik atak gibi rahatsızlıklar bu tür ilişkilerde daha sık görülür. Kötü bir insanı hayatımızda tutmak, aslında kendi üzerimize açtığımız bir savaştır.
Neden Çıkarmakta Zorlanırız?
Cevap basit gibi görünse de karmaşıktır: Bağlanma. Kötü bile olsa tanıdık bir düzenin, bilinmeyen bir yalnızlıktan daha katlanılabilir olduğuna inanırız. “Belki de ben yanlış anladım”, “Bir kere daha şans versem” gibi düşüncelerle kendimizi ikna ederiz. Ama gerçek şudur ki, iyi niyetli insanlar şansı hak eder, kötü niyetli olanlar sadece zamanımızı çalar.
Bir diğer sebep ise korkudur. Yalnız kalma korkusu, karşı tarafın tepkisinden korkmak, ilişkinin biteceği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmak… Oysa en yalnız hissettiğimiz an, kötü bir ilişki içinde kaybolduğumuz andan daha umut vericidir.
Kendimizi Nasıl Koruruz?
İlk adım fark etmektir. Size kendinizi suçlu hissettiren, sürekli eleştiren, kararlarınıza saygı duymayan, sınır ihlali yapan kişileri gözlemleyin. Onlarla konuşun, değişimi teşvik edin. Ama değişmediklerini görürseniz, mesafenizi koyun. Bu bazen fiziksel, bazen duygusal bir mesafe olabilir.
Hayır demeyi öğrenin. Hayır demek, karşı tarafı reddetmek değil; kendinize evet demektir. Destek sistemleri oluşturun. Gerçekten yanınızda olan dostlar, psikolojik destek kaynakları ya da profesyonel yardımlar, bu süreçte sizi ayakta tutar.
Yeni Bir Sayfa: Hafiflemek ve Özgürleşmek
Kötü insanlardan kurtulmak, bir kayıp değil; bir kazancın önsözü gibidir. Hafiflersiniz. Daha net düşünmeye, daha rahat nefes almaya başlarsınız. Kendinize geri dönersiniz. Ve en önemlisi: yeniden sevme kapasitenizi keşfedersiniz.
Zarar veren insanları hayatımızdan çıkarmak, kendimize duyduğumu saygının en derin ifadesidir. Bunu yapabilmek, bir zaferdir.
Henüz yorum yok